Narin Güran’ın babası Arif Güran, jandarmaya “Kardeşlerimden şüpheleniyorum” demiş

Diyarbakır Tavşantepe Mahallesi’nde 8 yaşındaki Narin Güran’ın öldürülmesiyle ilgili dört tutuklu sanığın ağırlaştırılmış müebbet mahpus istemiyle yargılandığı dava 26 Aralık’a ertelenirken, baba Arif Güran’ın olayla ilgili kardeşlerinden şüphelendiğini lisana getirdiği tutanaklarda görüldü.

Munzur Press’ten Ferit Demir’in haberine nazaran; Narin Güran’ın babası Arif Güran’ın kızının kaybolduğu 21 Ağustos’ta jandarma tarafından kayda alınan yüz yüze görüşme tutanağına ulaşıldı.

Arif Güran’ın yüz yüze mülakatta verdiği tabirin bir kısmı şöyle:

“Birinci günün sabah saatlerinde üvey annem Süheyla Özkan konutuma geldi. Kendisi olayın birinci gününden sonra bir daha meskenime gelmedi. İki – üç gün kendisi, kız kayıp olmasına karşın bu şahsın meskenlerinin önünü sildiğini, yıkadığını, saman torbalarını taşıdığını, rahat bir hal ve hareketlerde olduğunu fark ettim. Konuşmalarında kendisini saflığa vurarak konuştuğunu anladım. Meskende olduğum esnada insanların hal ve hallerini gözlemlemeye başladım.

Süheyla Özkan ve çocukları olan Ömer Güran, İbrahim Güran isimli şahısların hal ve hareketlerini beğenmedim, bunlar çok rahat gözüküyordu. Bunu da orada misyonlu jandarma kumandanına da söyledim. Bu esnada Barış Güran isimli şahsın yanında çalışan Ömer diye söylenen şahsın da olaydan sonra köyden ve ortadan kayboldu. Düğün davetiyesinin dağıtılması konusunda kardeşim Barış Güran’ın Derik tarafına davetiye dağıtmaya gittiğini, oğlu olan Hüseyin Güran 21 Ağustos’ta yani Narin’in kaybolduğu gün nasıl ve kimle gittiğini bilmiyorum ancak Mardin/Derik ilçesine gittiğini, kendisinin neden babası ile gitmediğini, dönüşte de Hüseyin Güran’ın babasını arayarak beni de Derik’ten alın ve Diyarbakır’a götürün dediğini öğrendim lakin ne ile kim ile gittiğini bilmiyorum.”

“Uğur Güran’ın sözünün alınmasını istiyorum”

“Bu konuların yeğenim Uğur Güran bana 28 Ağustos’ta söyledi. Ben de ona kızdım neden şimdiye kadar söylemedin dedim. O da bilemediğini söyledi. Bu durumdan ötürü konusunda kardeşim Baran Güran’ın Derik tarafına davetiye dağıtmaya gittiğini, oğlu olan Hüseyin Güran’dan şüpheleniyorum. Uğur Güran’ın tabirinin alınmasını istiyorum.

Güran beni arayarak, beni ve köylüleri bizim köyün etrafında alakasız köylere hakikat göndermeye çalışıyor, arama esnasında Barış’ın boşuna bağırıp çağırdığı ve anlamsız konuşmalarının olduğunu Ömer Güran’ın tıpkı halde bizi köy mevkiinin uzak etraf yolunda Necmettin Duran isimli şahsın oğlu ile konuştuğunu, meskenlerinin altına atıldığını öğrendiğini ve bu hareketlerinden ötürü yeniden kendisine kızdım. Misyonlu jandarma takımı ile ayrıldım, arama olayında devamlı amaç şaşırtma yapıyorlar kendilerinden şüpheleniyorum.”

“Ben artık kimseye güvenmiyorum” 

“Maşallah Güran’ın köyde bize söylediği kızımızı kelamda kızı olan Birsen Güran’ın 17:00’de gördüğünü, onların meskeninin kapısını çaldığını söylüyor, kamera saatinde aslında bu saat tutmuyor. Benim kızım neden okulun önünden değil de köyün altından gitsin? Hiç kullanmadığı yolu niçin kullansın? Kamera imgesinde okulun oraya gelmemiş gözüküyor, okulun art tarafında da kamera vardır.

Bu konuyla ilgili de eşimin tabirinin alınmasını istiyorum, tahmince bizi ve jandarmayı şaşırtıyorlar ben onun tezine inanmıyorum. Bizim kızımız okulun orda o saatte zati gözükecektir. Üvey annem Süheyla Özkan, ‘Saat 17:00 ve 18:00’e kadar saman dolduruyorum. Kimse buradan geçmedi’ diyor. En doğrusu kameradır. Benim kızım hayatta yanlış yol kullanmaz. Ben artık kimseye güvenmiyorum artık bundan sonra huylandığım herkesi söyleyeceğim.”